Yol-Bahçeşehir Üniversitesi Göç Sergisi

Bir sergi mekanı olarak "oda" üzerinde başlayan konuşmalar sirasinda;

Yol'da olmayı, yer değiştirmeyi, asfaltı, yolculuğu, hem orada hem burada olmayı, yol'un kendisini, işçi sınıfını, kültürler arası iletişimi, sermaye'yi, edilgen ve etken pozisyonları, zaman zaman etken ve edilgen hallerin birbirine girdigi-karıştığı-yer değiştirdiği durumlari tartıştık durduk.

"Oda"nın kendisinden uzaklaşıp, "oluş" biçimini temsil etmek üzerine evrildi tartışmalarımız.

Serginin, sergilemenin "tamamlanmış" bir olguyu imlemesinden çok gelip-gitmelerin, taşımaların-taşınmaların temsili bir dinamik imge arar bulduk kendimizi. Hem bugüne kadar olanı hem de bugünden sonra da bu hareketin süreceğine dair anlamı barındırmalıydı.

Konteyner, asfalt, araba başlıkları arasından hem bir metafor olarak hem de sürecin önemli bir öznesi olan"dört tekerlekli araç" için karar verdik.

Mersedes'in "dış kabuğu" gelişmişliği, endüstriyel üretimi, ait olduğu kültürü, evrensel olanı temsil ederken, "aracin içinde" de yolcuların kendilerine ait kıldıkları "biricik" dünyalarıni aktarabilirdik.

"yol'da olmak" kurgusu için bir iç sokak'tan daha iyi bir sergileme alanı olamazdı. Tüm bu sunumu üniversitenin giriş aksına, iç sokağın dinamik kurgusunun tam da ortasına yerleştirdik.

Dış kabuğu (zarf'ı) "mersedes", iç dünyası kişiye ait olan (oda), "yük" de taşınan ve taşınmaya devam edeceklere ait olanı temsil ediyor.

Sergileme hem tek başına hem de taşıdıkları ile bir bütün (mersedes, afişler, ekranlar, bavullar, ön cam'a yerleştirdiğimiz video enstalasyon).

Yük'lere gelince, elli yıl boyunca sürekli değişti ve değişmeye devam edecek diye düşünüyoruz.