Bilici Termal
Bilici Ekojeotermal Otel Yeşil Bina Raporu*:Sivas Sıcak Çermik Bölgesi'nde gerçekleştirilecek olan yeni devre mülk projesinde mimarlar olarak "kanyon" temasını geliştirmeye projenin başlangıç aşamasında karar verdik. Yapı gruplarını manzaraya yönelecek ve eğime oturacak şekilde biri büyük diğeri küçük olmak üzere iki blok olarak tasarlayıp arasında oluşan yapay kanyonda kullanıcı sosyal hayatını organize etmeyi amaçladık. Kanyonda başlayan yeşil sosyal zonların kat be kat yapının çatısına doğru harici merdivenlerle devam etmesi fikri ise projeyi daha da zenginleştirdi. Programında açık ve kapalı yüzme havuzları, aquaparklar, hamamlar, fitness salonu , restoran, çocuk kulübü, gençlik merkezi, market, çeşitli servisler, kapalı otopark, açık hava sineması gibi mekanları barındıran projede amaç 4 mevsim konforla kullanılabilecek, hem fonksiyonel , hem çevre dostu, hem kapsayıcı (engelli dostu), hem de sağlık dostu bir yapı oluşturabilmekti.
Yapıyı mekan mekan ele almaktansa onu yeşil bina olarak değerlendirmemize yardımcı olacak tasarım kararlarından bahsedelim.
PASİF TASARIM KARARLARI:
Pasif tasarım kararları projeye ek maliyet getirmeyen çevreye duyarlı her mimarın önemsemesi gereken son derece temel kuralları olan fakat gerek çevresel (enerji, su tasarrufu) gerek ekonomik (faturalar) gerekse de sosyal açıdan (motivasyon, sağlık, başarı) büyük fayda sağlayan mimari tasarım kararlarıdır.
1. Topografyaya Uyum ve İyileştirme:
Bir yeşil bina arazinin topografik girdilerini göz ardı edemez. Araziye minimum müdahaleyle, minimum hafriyatla üretilen projelerin karbon ayak izi küçülür, dolayısıyla çevre üzerindeki etkisi de minimize edilmiş olur. Bilici termal projesi arazideki eğime tam oturacak şekilde tasarlanmıştır. Manzaraya yönlendirilen iki blok farklı kotlara oturtulmuş, böylece arkadaki bloğun da manzaradan faydalanması sağlanmıştır. Yapıyı arazi eğimine oturtma kararı sayesinde yapının karbon ayak izi de küçülecektir.
Diğer yandan, araziyi iyileştirme/rehabilite etme fikri de yeşil bir bina için puan kazandırıcı bir unsurdur. Gerek sosyal gerek ekonomik açıdan çevresine değer katacak olan bilici termal projesinde çorak durumdaki arazi alınmış, hem maksimum verimle kullanılmış hem de final durumda çatı bahçeleriyle birlikte büyük oranında ağaçlarla kaplı yeşil bir bölgeye dönüştürülmüştür. Ağaç demek, oksijen, temiz hava demektir. Sonuç olarak, proje bölgedeki hava kalitesini arttırarak ekolojik olarak da çevresine değer katacaktır.
2. Güneşe Yönlenme ve Mekansal organizasyon:
Güneşe / güneye yönlenme yeşil bir bina için elzemdir. Güneşin gerek ısı enerjisinden, gerek ışığından maksimum faydalanabilmek ve dolayısıyla enerji tüketimini azaltabilmek için de bu karar hayati önem taşımaktadır. Diğer yandan, binayı yalnızca kütle olarak güneye yönlendirmek yetmemekte, barındırdığı mekanların ısı ve ışık ihtiyaçlarına göre iç mekan organizasyonunu gözetmek de gerekmektedir.
Bilici termal projesi kuzey-güney yönünde uzanan iki yay şeklindedir. Arazi eğiminin doğuya bakıyor olması ana sebep olarak, manzaranın o yönde olması ise ikinci sebep olarak yapının tam güneye bakacak şekilde tasarlanmasını engellemiştir. Diğer yandan, çift yüzü kullanılacak bir bina için kuzey-güney yönlenmesi doğu-batı yönlenmesinden daha iyi bir yönlenmedir. Çünkü kuzeye bakan daire kalmamaktadır. Kimi daireler doğuya bakarken kimileri batıya bakmaktadır. Eğimden kaynaklı toprak altında kalan mekanlar içinse iç bahçecikler oluşturulmuş, ek cepheler yaratılmıştır.
3. Kompakt Kütle Yaklaşımı:
Sivas gibi oldukça soğuk iklimlerde, yayılmış ve dağılmış bir kütle anlayışındansa kompakt kütleler tercih etmek binanın ısıl performansını arttırmaktadır. Binanın dış hava koşullarıyla doğrudan ilişkili olan cephe yüzeyi arttıkça enerji ihtiyacı da doğru oranda artmaktadır. Bilici termal projesinde mümkün olduğunca kompakt bir kütle olarak tasarlanan yapı cephe yüzey alanı minimize edildiği için enerji tüketimi azalacaktır. Yalnız, kompakt kütleler yaratırken kütlelerin kontrollü geçirgen olmalarına da dikkat edilmelidir. Aksi halde yapı için doğal aydınlatma ve havalandırma kanallarını tıkama noktasına gelebiliriz. Projede, yapının her noktasında oluşturulan yırtıklarla bu prensibe uyulmaya çalışılmıştır.
4. Rüzgar durumu:
Hakim rüzgarlar hesaba katılmadan üretilen projelerde çoğu zaman istenmeyen esintilerle, türbülanslarla karşılaşma olasılığı mevcuttur. Bu nedenle arazideki hakim rüzgarları bilmek bunu proje üretim aşamasında hesaba katmak önem arz etmektedir. Projede oluşturulan kanyon kuzeye bakması sebebiyle yaz kış esintili olacaktır. Bu durum yaz için bir avantaj olarak kullanılacak, kanyondaki sosyal mekanlar zemindeki su ve bitkilerin de yardımıyla buharlaşma etkisiyle doğal yoldan serinletilecektir. Kış durumunda ise kullanıcıların konforlarını korumak açısından, bloklar arası bir bağlantı köprüsü tasarlanmıştır. Böylece sakinler dış ortama çıkmadan kompleksin her noktasına rüzgardan etkilenmeden ulaşabileceklerdir. Kanyonun kışın aktif kullanılmak istenmesi durumunda rüzgar durumuna göre ileride gereken önlemler alınacaktır.
5. Günışığı Kullanımının Maksimize Edilmesi:
Günışığı kullanımı yapay aydınlatma ihtiyacıyla ters orantılıdır. Başka bir deyişle: Ne kadar çok günışığı o kadar az yapay aydınlatma ve daha az enerji tüketimi. Bunun için bina kütlesinin geçirgen olması son derece önemlidir. Bilici termal projesinde ışık yırtıkları, iç avlular, atriumlar gibi mimari öğeler yardımıyla her mekana doğal ışık ulaştırılmaktadır.
6. Doğal Havalandırma Stratejileri:
Gerek enerji tasarrufu açısından gerek ekonomik açıdan yapıları ne kadar çok doğal havalandırabilirsek o kadar fayda sağlamış oluruz. Doğal havalandırma stratejileri, tek yönlü havalandırma, çapraz havalandırma ve atriumla/güneş bacasıyla havalandırma olarak sıralanabilir. Projede her üç havalandırma stratejisi de kullanılmıştır.
7. Engelsiz Tasarım:
Her tür insanın (tekerlekli sandalyeli, hasta ya da yaşlı, ya da bebek arabalı) bir insanın yapıyı yardım almadan rahatça kullanabilmesi için gerekli olan rampa, asansör gibi elemanlara projede yer verilmesinin zorunlu olduğunu düşündüğümüz için bu prensibi pasif tasarım kriterlerinin içerisine entegre etmeyi uygun gördük. Çünkü engelsiz tasarım sosyal sürdürülebilirlik için olmazsa olmaz bir kuraldır. Yeşil bina kavramının yalnızca çevresel sürdürülebilirliği değil aynı zamanda da ekonomik ve sosyal sürdürülebilirliği de gözetmesi gerektiği önemli araştırmaların konusu olmaktadır.
AKTİF TASARIM KARARLARI:
Aktif tasarım kararları, projeye ilk yatırım maliyeti açısından ek maliyet getiren fakat 3-7 yıllık süreçlerde kendini amorti eden ve artı değer kazandırmaya başlayan, bazen basit bazen daha karmaşık teknik bir takım teknolojilerin projelere entegre edilmesini öngören kararlardır.
1. Etkili Isı Yalıtımı ve Bina Kabuğu:
Kış mevsiminde, tişörtle dışarı çıkıp vücudumuzun üşümemesini bekleyemeyiz. Günümüzde uygulanan ince yalıtımlar giyeceğimiz yazlık bir cekete benzemekteler. Üşümemek istiyorsak palto giymeliyiz. Projede gerek cephelerde, gerek zemin döşemeleri ve çatılarda etkili yalıtım malzemeleri uygulanacaktır. Cephelerde, yalıtımlı doğramalar ve 3 katlı ısıcamlar kullanılacaktır. Diğer yandan toprağın altında kalan batı cephelerinin bir bölümleri doğal yalıtıma sahip olacaktır. Çatılarda oluşturacağımız yeşil çatılar başlı başına doğal yalıtım unsurudur.
2. Jeotermal Su ile Isıtma:
Jeotermal enerji, yenilenebilir, temiz, eşsiz bir enerji kaynağıdır. Projede arazideki jeotermal suyun ısı enerjisi kullanılarak mekanların ısıtılması amaçlanmaktadır. Mevcut enerji miktarının analizleri yapılacak yetmediği durumda konvansiyonel ısıtma yöntemleriyle desteklenecektir. Projede zeminden ısıtma ve zeminden soğutma teknolojisi kullanılacaktır.
3. Fotovoltaik (PV) Paneller:
Fotovoltaik piller güneş enerjisini elektrik enerjisine dönüştürerek yapıda kullanılmasına izin veren temiz enerji üreten sistemlerdir. İlk yatırım maliyetlerinin düşmesiyle, yakın gelecekte yapı çatı ve cephelerinin vazgeçilmezleri olacaklardır. İleride yatırım bulunması durumunda bina çatı ve cephelerine PV yerleştirilebilmesi düşünülmektedir.
4. Güneş Kolektörleri:
Yapı içerisinde ihtiyaç duyulacak olan sıcak suyun ısıtılması için güneş enerjisinden faydalanmak üzere çatıya güneş kolektörleri yerleştirilmesi düşünülmektedir. Güneş kolektörleri ve güneş pillerinin birlikte çalıştığı sistemler de kullanılabilir.
5. Gri Su Kullanımı:
Gri su, yapıda kullanıldıktan sonra filtrelenip uygun yerlerde tekrar kullanılan sudur. Bilici termal projesinde lavabo ve duşlarda kullanılan suyun bodrumdaki teknik merkezde filtrelenip, depolanıp bahçe sulamasında kullanılması amaçlanmaktadır.
6. Yağmur Suyunun Depolanması:
Bilici termal yağmur suyu depolama stratejisinde, yağmur suyu bir yandan çatılarda bahçeleri sulayarak aşağı ilerlerken diğer yandan kanyonu süpürerek kanyon altındaki depoda depolanır ve sonrasında bahçe sulamada kullanılır.
7. Aşırı Isınmanın Engellenmesi:
Doğrudan güneş ışığı her zaman istenen bir durum değildir. Özellikle yaz mevsiminde mekanlara doğrudan ışığın düşmesini engellemek son derece önemlidir. Aksi halde hem göz kamaşmaları hem de aşırı ısınma problemiyle karşı karşıya kalınabilir. Bunu önlemek adına projede cephelerde güneş kırıcılar önerilmektedir.
8. Enerji ve Su Etkin Cihaz Kullanımı:
Az enerji tüketen LED lambalar, az su tüketen basınçlı musluklar ve duş başlıkları, A+ enerji sınıf elektronik cihazların kullanımı. Yapıdaki tüm sistemlerde tasarruf öncelikli prensip olacaktır.
9. Yerel / Doğal / Geri Dönüşümlü Malzeme Kullanımı:
Zehirli bileşenler (VOC) içermeyen ve gaz salınımı yapmayan malzemeler kullanmak yapı kullanıcılarının sağlığı açısından önemlidir. Projede olabildiğince yakın bölgelerde üretilen taş, tuğla ve ahşap gibi malzemeler kullanılacaktır.
10. Kullanıcıları Eğitmek:
Tasarruf olmadan sürdürülebilirlik, yeşil binalık olmaz. Yeşil bir binanın bir diğer hedefi de sakinlerine tasarrufu öğretmektir. Sakinlere yeşil bina yeni bir değer olarak sunulacak, projenin bir yeşil bina olduğu anlatılacak, yeşil binanın ne olduğu, nasıl bir hayatı hedeflediği atriumlarda gerek panolarla gerek animasyonlarla anlatılacaktır. Diğer yandan atriumdaki panolarda üretilen ve tüketilen enerji, kullanılan ve dönüştürülen su miktarları kullanıcılarla paylaşılacak, böylece onların da bu konuya karşı duyarlılık kazanması sağlanacaktır.
Sonuç:
Projenin bir yeşil bina olması ile ilgili pasif tasarım prensiplerini proje mimarları olarak kapsamlı bir şekilde projeye uyarlamaya çalıştık. Aktif prensipler ise bütçe ve hibeyle doğru orantılı olarak kullanılabilecektir.
*Mete Sezer - U.Emre Demirci, 2012