Üründül Enerji Yönetim Ofisi
Üründül Enerji Üretim A.Ş.’nin Beşiktaş Atakule Plaza’nın 17. katında bulunan ofisi gelecek yıllardaki büyüme planına uygun olarak CKMY Architects tarafından tasarlandı.Enerji, İnşaat ve Gıda-Eğlence olmak üzere 3 ana iş dalında faaliyet gösteren Üründül Group’un alt kuruluşu olan Üründül Enerji Üretim A.Ş.’nin genel merkez ofisi Beşiktaş Atakule Plaza’nın 17. katında bulunuyor.
600 m2’lik ofis katı, Üründül Enerji’nin güncel istek ve ihtiyaçları doğrultusunda ama ayni zamanda gelecek yıllardaki büyüme planına uygun olarak, CKMY Architects tarafından tasarlandı.
Günümüz iş dünyasını incelersek; hızlı iş bitirme, anlık fikir alışverişleri, serbestlik ve takım halinde yürütülen projeler gibi kavramlar hemen akla geliyor. Bu anlayış, 1950’li yıllarda Almanlar tarafından kullanılmaya başlanan fakat 80’li, 90’lı yıllarda iş mertebelerini hiçe saydığı için kullanımı azalan “Burolandschaft” (Office landscape), açık ofis çalışma düzenini beraberinde getiriyor. Fakat şunu da göz ardı etmemek gerekir, modern iş hayatında herkes için geçerli olan tek bir tip düzen vardır diyemeyiz.
Atakule Plaza’da, asansör ve merdivenlerin bulunduğu bina çekirdeğinin, kare şeklindeki kat planının tam ortasında yer alması, kat içinde doğal olarak, karenin 4 kenarından oluşan 4 ayrı alanı ortaya çıkartmaktaydı. CKMY Architects bu alanları doğru kullanarak açık, yarı açık ve kapalı ofisler yaratarak, hem dinamik bir çalışma ortamı elde etmeyi, hem iş hiyerarşisine sadik kalmayı, hem de her türlü çalışma sekline uygun bir tasarımı hedefledi.
Güney cephesi, köşelerde CEO ofisleri ve ortalarında ana toplantı odası bulunacak şekilde tamamıyla üst düzey yönetim için ayrıldı. Doğu cephesi komple cam bölmelerle ayrılmış ama şeffaflık sayesinde ekipleriyle her an irtibat halinde olabilen yönetici ofislerinden oluşturuldu. Bu odaların hemen karşısında proje müdürleri açık ofis düzeninde fakat çalışan sayısı sınırlı tutularak yerleştirildi. Kuzey cephesinde aktif bir şekilde çalışan değişik proje ekipleri de yine açık ofis düzeninde daha yoğun kişi sayısıyla planlandı. Kuzey cephesini, doğu cephesinden ayıran biri büyük, diğeri küçük 2 toplantı odası arada tampon görevi görmektedir. Fakat yine cam bölmeler 2 mekânın birbirinden tamamıyla kopmamasını sağlamaktadır. Son olarak bati cephesinde, sadece koridor tarafı cam olarak tasarlanan, birbirlerinden duvarlarla ayrılan ofisler düşünüldü ve bu mekanlar sekreterlik, bilgi işlem, muhasebe gibi kendi içinde daha sakin çalışma ortamı arayan birimler için ayrıldı.
Kat yüksekliği çok fazla olmadığından, özellikle geniş ve büyük olan açık ofisler, beton kaset döşemelerin iç yüksekliğinden de yararlanacak şekilde asma tavansız olarak açık bırakıldı. Ayrıca maksimum gün ışığından faydalanmak ve olağanüstü güzellikteki Boğaz ve İstanbul manzarasının hem çalışanlara, hem de misafirlere pozitif enerji sağlaması için cephe camları tam boy camlarla değiştirildi ve eskiden parapet önünde bulunan ısıtma soğutma sistemleri, bina çekirdeği etrafında tavanda toparlandı.
Dekorasyon için taş, ahşap, metal ve cam gibi doğal malzemeler ve koyu renkler tercih edildi. Mobilyalar Herman Miller, Poltrona Frau, Maxalto ve Ersa Mobilya’dan alındı veya CKMY Architects tarafından özel tasarlandı. Aydınlatma olarak ofis genelinde İtalyan Artemide aydınlatmalar ve Studio Dekor’un tasarımları kullanıldı, bunun yanında Flos, Moooi gibi dizayn aydınlatmalara da yer verildi. Isıtma soğutma sistemlerinin tavan içine yerleştirilmesi, birçok müdahale kapağını beraberinde getiriyordu. Cihazların yoğun olduğu yerlerde Hunter Douglas sökülebilir metal tavanların kullanılması, bu problemi estetik ve pratik bir şekilde çözülmesini sağladı.
Teknolojik olarak da en son donanımları kullanan bu prestijli ofis 5 ay süren bir inşaatın ardından kapılarını Haziran 2014’te açtı.
Mobilya: Ersa Mobilya, BMS Büro Mobilyaları, Mozaik Design ve Dekorasyon