SALT Beyoğlu Kışbahçesi ve Ofisler
Aslıhan Demirtaş ve Ali Cindoruk tarafından tasarlanan kış bahçesi ve ofisler, SALT Beyoğlu''''nda bulunuyor.Tasarımcıları, projeyi anlatıyor:
Kış Bahçesi’nde killi toprak, kum, mıcır ve kireçten oluşturulan, 30 ton ağırlığında ve 15 santimetre derinliğindeki platform ile onu çerçeveleyen alçak duvarlar, katmanlı ve yekpare bir kütle olarak gayretli ve azimli tokmaklama işlemiyle yerinde şekillendirildi. Bir dayanak ve mahsul kaynağı olan toprağın megapolün en yoğun mahallelerinden birindeki bir yapının dördüncü katına aktarımıyla ortaya çıkan bu ortak zemin kamunun kullanımına açık bulunuyor. Bu mekan, önceliği ve önemi kendi türümüze biçmediğimiz bir denklemde “birlikte nasıl var olabiliriz?” sorusunun mütevazi bir tatbikatıdır. Toprağı, bir ‘yetiştirme-gıda üretimi-beslenme’ mecrası olmaktan çıkarmayı amaçlayan, merkeze insanı değil--insanın toprakla ilişkisini veya insanın topraktan nasıl faydalandığını değil, toprağın ta kendisini, bir ‘şey’ olarak yerleştiren Kış Bahçesi’nde, zeminin periferisinde, kentle toprak arasındaki eşiği yemyeşil bitkiler oluşturdu. Toprakla, bir kent yapısı içerisinde mümkün olan en katkısız ve yalın karşılaşma alanı olarak Kış Bahçesi’nde, teknolojik müdahale ve endüstriyel altyapı gereksinimini minimumda tutarak, dayanıklı ve kamusal alanın getirdiği yüksek trafiği karşılayabilecek dayanıklılığı sağlayabilmek için sıkıştırılmış toprak yöntemi kullanıldı. Sıkıştırılmış toprak, kalıp içerisine yığılan toprak karışımının elle tokmaklanarak şekillendirilmesinden ibaret olan, Neolitik çağdan beri kullanılan bir yapı yapma pratiğidir. İstanbul’dan temin edilen toprak ile kireç, kum ve mıcır ile yerinde harmanlanarak 10 haftaya yayılan bir süreçle şekillendirildi. Toprak zeminin periferisindeki bitkilerin bir kısmı İstanbul Üniversitesi Alfred Heilbronn Botanik Bahçesi, Nezahat Gökyiğit Botanik Bahçesi ve Zeytinburnu Tıbbi Bitkiler Bahçesi’nden emanet olarak alındı. Toprak uygulaması Can Cumalı ve Nilgül Özgür tarafından yapıldı.
Kış Bahçe’sinin devamında yer alan ofisler, misafir araştırmacılar için tasarlanmış yarı kamusal mekanlardır. Kış Bahçesi’nde de kendini gösteren robotik kesim ile XPS (ekstrüzyonla imal edilen polistiren köpük) malzemesinden üretilen ve phyllotaxis prensibine dayalı geometrik ve floral motifler ofis mekanlarında koridor, tavan ve çeşitli yüzeylerde varyasyonlarla tekrar eder. Motifler modern öncesi dönem yapılarında neredeyse mutlaka var olan, Antik Yunan’da Korint kolonlar üzerindeki akantus yapraklarına kadar uzanan bir gelenek olarak doğa referanslı süslemelerle (ornament) bir akrabalık kurar. Bu motifler robotik kesim ile FABB (Burcu Biçer Saner, Efe Gözen) işbirliğiyle üretilmiştir.
Misafir odaları her gelen araştırmacının kendine özgü çalışma biçimlerine cevap verebilmek niyetiyle esneklik içeren bir sistemle tasarlandı. Amerika’da bulunan Shakers kültürünün ürettiği duvara asarak saklama prensibine dayalı tasarımlara atıfta bulunan bu düzenek ile duvarlara monte edilmiş çift sıra gürgen çubuklara asılan masalar, sandalyeler, tabureler gibi mobilyaların ve bilumum diğer her türlü kişisel eşyanın ortadan kalkabiliyor, zemin boşalabiliyor, mekanın düzeni değişebiliyor. Mobilyaların seçiminde ve tasarımında vernaküler ürünlere yer verilirken, herkes tarafından kullanılan, gündelik kullanımda muazzam bir yayılım gösteren bu ürünlere müelliflik iddiasıyla yaklaşmak yerine varyasyon ve tadilat talep edildi. Üretim sürecini değiştirmek, yeniden tasarlamak yerine üretim sürecinin bir parçası olmak iddiasıyla Tahtakale’den bir üreticiden temin edilen gürgen mobilyaların versiyonları hayatın içerisine proje sonrasında anonim bir şekilde karıştı.