Volume İstanbul
Kurtköy’de tasarlanan Volume İstanbul, Sabiha Gökçen Havalimanı’na yakın olması sebebiyle ofis yapılarının yoğunlaştığı bir bölgede konumlanmıştır.Komşu olduğu aynı işleve sahip yapıların önüne geçen, rekabetçi bir yaklaşımla tasarlanan projenin “hava mania” bölgesinde bulunması, farklı kotlara sahip bir arsada konumlanması, modüler bölünebilir kiralama alanlarının talep edilmesi gibi faktörler en önemli tasarım kriterleri olarak ele alındı.
Yükseklik kurgusu, arsanın havalimanı hattı üzerinde yer almasından dolayı tasarımda etkin rol oynadı. Yapının asimetrik parçalara sahip olacak şekilde tasarlanması, diyagonal bir hat olan yükseklik limitinin maksimum kullanılmasını sağladı. Modüler sistem çözümleriyle tasarlanan projede, aksların şaşırtılması ile kütle hareketliliği sağlanarak dinamik bir yapılaşma elde edildi. Bu esneklik, satış ve kiralama gibi süreçleri kolaylaştırarak günün ihtiyaçlarına göre şekillenebilecek bir ofis yapısı oluşmasını sağladı.
Giriş avlusunda vurgulanan peyzaj alanının üst katlardaki teraslara taşınmasıyla, yapının nefes alması sağlandı. Kapalı cam kutu plazalar yerine, dışarıyla etkileşimi cesaretlendiren özel teraslar ve yeşil avluya sahip bir ofis projesi olan Volume İstanbul, giriş aksında yer alan avlunun hizmet ettiği tüm birimlere doğal aydınlatma ve iklimlendirme olanakları sağlamasıyla da öne çıkıyor.
Bölgede kentsel ölçekte bir meydan bulunmadığından, vaziyet planında yapı geri çekilerek ana caddedeki hareketliliği içeriye çekmek amaçlandı. Bu sayede çevresiyle dinamik ilişki kuran bir meydan tasarlandı. Buluşma, kesişme noktası olarak kurgulanan meydan; kendine çekeceği insan trafiği sayesinde, çevresindeki ticari birimlere fayda sağlıyor. Böylelikle proje/kent ilişkisinde çift taraflı fayda sunan bir tasarıma imza atıldı.
Tüm bu referanslardan beslenerek şekillenen Volume İstanbul; şehirle diyaloğunu doğru kurmuş bir proje olarak hayata geçiyor.