İstanbul Hilton Garden INN Haliç

Bir zamanlar yemyeşil topraklarıyla ve içerisinde yaşattığı en nadide deniz ürünleri ile Altın Boynuz olarak anılan, Boğaziçi'nin tabii bir uzantısı olan bu sakin deniz parçası; çevresinde yaşayan insanlara güvenilir bir liman, aynı zamanda tarım ve çeşitli deniz ürünleriyle çok geniş olanaklar sağlamaktaydı. Osmanlı döneminde kıyılarındaki yemyeşil düzlükler ile dünyanın en verimli toprakları, her türlü balığın bulunduğu suları ve en nadide deniz ürünleriyle bereketiyle ün yapmıştı. Bu dönemde, dünyanın dört bir yanından ticari gemiler Haliç'in masmavi sularına girerler ve bambaşka bir görüntü oluştururlardı.1954 senesinde sanayi bölgesi ilan edilen Haliç hızla kirlenmeye başladı. Çevrede kurulan birçok sanayi kuruluşunun atıkları Haliç'i kirletmekteydi. Bu nedenle bir zamanların kültür vadisi olan ve içinde birçok medeniyetin tarihini barındıran Haliç, şehrin adeta bir kara lekesi haline dönüşmüştü.1960'lı yıllarda Haliç'i kurtarmak için çeşitli projeler üretildi, ancak bir türlü hayata geçirilemedi. Günümüzde ise çevreye yaptığı katkıdan dolayı Uluslararası Metropolis Organizasyonu tarafından düzenlenen projeler yarışmasında birinciliği elde eden Haliç Çevre Koruma Projesi, İstanbullulara sunduğu dinlenme mekânları, eğlence, kültürel imkânlar ve Haliç kıyılarındaki tarihi çevreyi yeniden canlandırma çabaları ile öne çıkıyor.Tasarım 3 kriter etrafında şekillenir: 1- Topografik veriler2- Haliç'in tarihi ve güncel morfolojik yapısı3- Yönlenme, manzaraBir vadi gibi iki tepe arasında kalan arsadaki eğim çizgilerinin hareketi tasarımın oluşmasında önemli rol oynar. Çevre yapılaşmanın da bu çizgilere paralel biçimde, sırtını yamaca, cephesini Haliç'e vererek ve de eğim doğrultusunda kademelenerek topografyaya uyduğu görülür. Bu hareket ve konumlanma elipsoid bantlar oluşturur ve tasarım da bu bantlar paralelinde şekillenmiştir. Aynı zamanda kademelenerek arsa eğimini takip eden, yamaca sırtını verip Haliç'e açılan bir form öngörülmüştür. Kullanım alanları Haliç'e bakan cepheye, servis ve dolaşım alanları arka cepheye yerleştirilmiştir. Eliptik formuyla bir iç bahçe oluşturan tasarım aynı zamanda mevcut tarihi tekkeyi de ezmeyip öne çıkarırken Haliç'ten gelen yeşili de kucaklar. Bölgenin tarihi dokusunda görülen cumbalı yapı tekniği yeniden yorumlanmış ve yamaca bakan yüzde sur yapılarına gönderme yapılmıştır.

Ulaşımın Haliç yönünden yapıldığı zemin kattaki yay biçimli kütlede; karşılama, bar, lobi, toplantı salonları ve restoran birimleri düşünülmüştür. Arkadaki düşey sirkülasyon hacmi, mutfak ve diğer teknik birimleri besleyen şaftlar tek bir çekirdekte çözülmüştür. Çatıda ise fotovoltaik piller, güneş panelleri öngörülür.  

Zemin kotundan itibaren 5 kattan 10 kata kadar kademeli olarak yükselen kütlede 220 oda, 440 yatak, her birimin Haliç'i göreceği biçimde organize edilmiştir. Bir bodrum katta 85 araçlık otopark ve diğer teknik hacimler planlanmış ve bu katın havalandırması da topografik imkânlar çerçevesinde doğal olarak sağlanmıştır. Servis girişi arkadan Ihlamur Caddesi üzerinden düşünülmüştür.