Madencioğlu Şelalesi ve Yakın Çevresi Düzenlemesi
Kivi'nin, Zonguldak Valiliği için yürüttüğü, Zonguldak Turizm Kalkınma Planı ile bütünleşik geliştirilen, Zonguldak Doğa ve Kültür Turizmi (Proje 67) kapsamında üretilen projelerden biridir.Kâat Mimarlık, projeyi anlatıyor:
Madencioğlu Şelalesi Zonguldak’ın Devrek ilçesinden yaklaşık 30dk sürüş mesafesinde; Özbağı Köyü ile Sofular Köyü’nü bağlayan yolun sonunda köprü olarak döndüğü noktada yer almaktadır. Ağırlıklı olarak yerel halk tarafından piknik alanı olarak kullanılan alan aynı zamanda doğa yürüyüşçülerinin ve bisikletle seyahat edenlerin de uğrak noktasıdır. Farklı zamanlarda alanın daha verimli kullanılmasına yönelik bazı çalışmalar yapıldıysa da kışın oluşan taşkınlar ve bakımsızlık yüzünden şelalenin çevresi atıl bir hale gelmiştir.
Mevcut durumda alanın iki tarafındaki dolgulardan ötürü, şelale dar bir alana dökülmekte ve ordan kendine bulduğu sızıntı denecek kadar az bir yolla akışına devam etmektedir. Köprünün ve dolgu alanlarının üzerindeki korkuluklar metruk haldedir ve ziyaretçiler arabalarıyla şelalenin dibine kadar girebildiklerinden ötürü doğal bitki örtüsü zarar görmüş, şelalenin şiirselliği ise kaybolmuştur.
Projemiz, alanın doğal güzelliklerini ön plana çıkarırken ziyaretçilerin de uzun vakitler eğlenceli zaman geçirebilecekleri nitelikte tasarlanmıştır. Bunun için öncelikle beton dökülerek elde edilmiş bu dolgu alanlarının kazılarak şelalenin belki de yüzyıllar önceki doğal haline dönmesi sağlanmış ve bundan sonra yapılacak tüm müdahaleler zarifçe ve narince doğaya dokunacak şekilde yapılmıştır.
Özbağı köyünden gelen yolun devamı niteliğinde bir iskele önerilmiş ve bu iskelenin solundaki istinat duvarı ışıklandırılarak güzel bir taş duvara dönüştürülürken sağ tarafına ise ziyaretçilerin kullanabilecekleri çeşitli amaçlara yönelik kamusal platformlar yerleştirilmiştir. Bu platformlardan bir kaçında isteyenler şelaleye karşı oturabilir, kitap okuyabilir ya da gözlerini kapatıp şelalenin sesini dinleyebilirler. Su hamağı ve etrafındaki platformlarda suyla daha yakın ilişki kurabilirler, dereye iniş merdivenleriyle, oluşturulan su havzasının içine girebilirler ya da iskelenin en ucuna gelip diledikleri şekilde kullanabilirler.
Sofular köyünden gelen yolun devamı niteliğinde önerilen iskele ve etrafındaki platformlar ise karşı kıyıdan faklı olarak piknik ve mesire alanı olarak tasarlanmıştır. Bu alanda farklı kotlardaki platformlar birbirlerine birer ikişer basamaklı merdivenlerle bağlanarak zengin ve hareketli bir kompozisyon elde edilmiştir. Piknik masalarını barındıran bu platformların birbirlerinden ayrık olmaları sayesinde havzanın suyu platformların arasından da görülebilmektedir. Dolayısıyla elde edilen tasarım sadece piknik masalarının olduğu masif bir yüzey değil, farklı yüksekliklerde, aralarından bazen bitkilerin ve ağaçların çıktığı, bazen suyun ve kayaların görüldüğü, bulunduğu doğa ile uyumlu bir tasarımdır. Piknik alanlarının yakınına tasarımın genel diline aykırı olmayacak şekilde tasarlanmış üç adet barbekü bacası ile bir adet çeşme yerleştirilmiştir.